YAPIGÜNDEM

HABER 8 KANAL İSTANBUL’UN DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, çılgın projeyle ilgili olarak “Kanal İstanbul, 26 bin hektar alanı kapsamakta. Planlanan nüfus sadece 500 bin kişidir.” dedi. Ç evre ve Şehircilik Bakanlığının 2019 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nunda milletvekillerinin sorula- rını yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Baka- nı Murat Kurum, Kanal İstanbul Projesi ile ilgili “2 milyon nüfuslu 2 uydu kent yapıyorsunuz” iddialarına yönelik soru üzerine şöyle konuştu:“Kanal İstan- bul, 26 bin hektar alanı kapsamakta. Planlanan nüfus sadece 500 bin kişidir. Yatay mimarinin uygulandığı bir proje olacaktır. Maksimum 4-5 katlı yapılara izin verilecektir. Bu binaların büyük bir kısmı da bölgedeki, yakın ilçelerdeki dö- nüşümde rezerv konut olarak kullanıla- caktır. Oradaki anlayış ve mimari kültür de inşallah bizim değerlerimizi yansı- tacaktır.”İstanbul Boğazı’ndan yılda yaklaşık 40 ile 50 bin arasında gemi geç- tiğini söyleyen Kurum; “En son Foça’da da yaşanan olayda gördük ki denizde yaşanan bir kirliliği gidermek için sadece Foça’da 25 milyon lira bedel harcadık, bir ay çalıştık. İnanın çok kolay olmuyor bunları temizlemek.” dedi. 20.06.2012 tarih ve 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” 30.06.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış ve 01.01.2013 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Ek ve değişiklikleri ile birlikte 24 sayfalık bu kanun metni sürekli güncelleştirilerek, son hali ile birlikte uygulamaya konulmuştur. Bu gerçekten hareket ederek, sektörlerle ilgili hazırlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ki inşaat sektörüyle ilgili uygulama hataları ve noksanlıklarından bahsedeceğiz. Kanun ve uygulamalarda yaşanan gerçekler ile kaza sayılarındaki artışlardan hareket ederek “maden ve “inşaat” sektörleri “ağır ve 1. sınıf tehlikeli” sektör olarak kabul edilmiş, dolayısıyla uygulama ve denetimler bu sektörler üzerinde yoğunlaştırılmıştır. İş sağlığı ve güvenliği (İSG) kanununun yürürlüğe girmesi ile, İSG hizmeti- eğitimi verecek firmalar kurulmuş ve bu firmalar sektördeki inşaat firmalarına hizmet vermeye başlamış, çalışan personele gerekli eğitimleri verilmiş, verilmeye de devam etmektedir. Buraya kadar her şey normal gözüküyor. Bir de madalyonun öbür yüzüne (uygulamalara) bakmak lazım. İŞVEREN firmalar personeline emniyet tedbirleri ile ilgili kişisel koruyucu donanım (KKD) malzemelerini tutanakla teslim etmekte, branşlarına göre çalışma koşullarını anlatmakla-gerekli eğitimi vermekle ve kontrol etmekle yükümlü iken, çalışan personeli bunlara uyumadığı zaman günlük çalışma bedeli üzerinden “yevmiye cezası” kesmekten, bu hata üç kez tekrarlandığı zaman iş akdi feshetmekten başka bir şey yapamıyor, yapamaz da. İş kazasına maruz kalmayan personel için bu uygulama yerinde bir uygulama olur, kimsede buna ses çıkarmaz. Ölüm, sakat kalma ve yaralanma ile ilgili durumlarla karşı karşıya kalan firmalar sektörün günah keçisi haline getiriliyor, bir de olay medyaya farklı şekillerde yansıtıldığı zaman ise cüzzamlı muamelesi görüyorsunuz. Hal böyle olunca çalışan personelin çalışma sahasındaki uygulama hataları neticesinde ki cezalar da kanun nezdinde “zengin ve akıllı muhatap” olarak görülen ve kabul edilen İŞVEREN firmalara kesilmektedir. İşte burada karşınıza “kanun” mu “vicdan” mı ikilemi çıkıyor. İSG firmaları “eğitimini verdim, evraklarım tamam”, İSG müfettişleri “elimdeki metne yani kanuna bakıyorum”, sorumsuz personel “günlük yevmiyeme bakarım” diyorlar. Her durumda da ceza günah keçisi ilan edilen işveren firmalara kesiliyor. Kanunlarda da vicdanlarda da müteselsilen (silsile yoluyla) tabir vardır, yani herkes sorumluluğu ölçüsünde çıkan sonuca razı olmalıdır. Elinizdeki bilgi, belge ve ifadeler uyuşmadığı ya da tezata düştüğünüz zaman vicdanınızın sesini dinleyeceksiniz. Cüzdanınız ile vicdanınız arasında tercihe zorlandığınız zaman her zaman vicdanınız ağır basmalıdır. Adalet duygusundan vicdandan yoksun hazırlanan kanunlar “yazılı metin” olarak kalırlar. Bu metinlerde ancak adliye saraylarında dosya ve arşiv yığını olmaktan öteye gidemezler, yargının sırtında kambur olarak kalırlar. Buda vicdanları kanatmaktan öteye gidemez. www.yapigundem.com /yapigundem CİH AN DELİDUMAN [email protected] Kanun mu, Vicdan mı? İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA AKM 2021’de tamamlanacak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Atatürk Kültür Merkezi’ni 2021’de bitirmeyi hedeflediklerini açıkladı. CNN Türk’te yayınlanan hafta sonu progra- mına konuk olan Ersoy şunları söyledi: “26 Kasımda ihale çağrısına başlıyoruz. Ocak gibi sözleşmenin yazılması şubat ayıda ise içerisinde temel atma gerçekleşeceğiz. Projenin bu kadar gecikmesinin nedeni aslında ihale maliyetlerini aşağı çekmekti. AKM projesinin 2021’de bitirmeyi düşünüyoruz.” AKM’nin mimari projesini üstlenen Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ortaklarından Melkan Gürsel ise; “Süreç hızla ilerliyor. Önümüzdeki günlerde ihaleye çıkılacak. Firmalardan büyük ilgi bekliyorum. AKM 1-2 ay içinde adresini bulur” diye konuşmuştu. 26 bin hektar alanı kapsayan Bir tankerin de Boğaz’daki bir yalıya çarptığını söyleyen Kurum, “Dolayısıyla bu trafiğin artık buradan geçmemesi adına Kanal İstanbul Projesi önemli. Burada bizim amacımız yeni bir şehir, rezerv alan yaratmak değil.” değerlendirmesini yaptı.

RkJQdWJsaXNoZXIy NDU2NQ==